EYT ile emeklilik yaşının erkene çekilmesinin kıdem tazminatı yükümlülüğüne etkisini gösteren bilgi notu.
Kıdem tazminatı tutarı, işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için 30 günlük ücrettir.
Kıdem tazminatı; çalışanlara belirli koşulların gerçekleşmesi halinde ödeneceği kesin olan bir gider kalemidir. Burada esas olan yıllara göre ödenme olasılığının doğru belirlenmesidir. Ödemenin ne zaman gerçekleşeceği bilinmemektedir. Bununla birlikte, ödeneceği beklenen kıdem tazminatı tutarına istinaden ayrılacak karşılıklar; ödeme durumu yaratan her bir parametrenin gerçekleşme olasılıklarının aktüeryal olarak modellenmesi ve tahmin edilmesi ile belirli ölçülerde aktüeryal olarak hesaplanabilmektedir.
Kıdem Tazminatı karşılıklarının aktüeryal olarak hesaplanmasında; çalışma yaşı, kıdemi, beklenen emeklilik yaşı, cinsiyeti, ölme olasılığı yanında özellikle erkek çalışanlar için eğitim ve askerlik durumu ile kadın çalışanlar için evlenme olasılıkları ve ilgili diğer parametreler, gerekli Şirket verileriyle desteklenmesi durumunda dikkate alınabilmektedir.
Bu kapsamda, Aktüeryal Kıdem Tazminatı Karşılığı, hesaplama dönemindeki her bir çalışan için ayrı ayrı hesaplanmakta ve muhasebe standartları doğrultusunda raporlanmaktadır.
Türkiye’de, kıdem tazminatı benzeri çalışan faydalarının aktüeryal değerlemesinde kullanılan uzun vadeli iskonto oranı (discount rate) 2010 sene sonundan itibaren firmaların inisiyatifleri doğrultusunda belirlenmektedir. Aktüeryal değerleme esasları, planın vade yapısıyla kullanılan enstrümanların vade yapısının benzer olmasını gerektirmektedir. Öte yandan, aktüeryal değerlemelerde uzun vadeli projeksiyonlar yapıldığından, kısa dönemde gerçekleşen değişimlerin tamamının anlık etkilerinin yansıtılması yükümlülüğün aktüeryal değeri için sağlıklı olmamaktadır Adendum olarak bu önemli finansal varsayımın belirlenmesinde izlediğimize yola ilişkin detayları ve açıklamaları aşağıda görebilirsiniz;
2011 sene başından itibaren 10 yıl ve üzeri devlet iç borçlanma senetlerinin ihraç edildiği andaki bileşik faiz oranları üzerinden ağırlıklandırma yöntemi ile elde edilen uzun vadeli faiz oranı aktüeryal değerlemelerde uzun vadeli iskonto oranı olarak kullanılmaktadır. İhraç tarihinde alınan kağıtların itfa tarihinde satılacağını varsaymanın ve bunu ilerleyen zaman penceresi metoduyla zamana yaymanın, uzun vadede daha doğru ve sağlıklı bir uygulama olacağı düşünülmektedir.
Faiz oranlarının belirlenmesinde geçmiş verilerden yararlanılmasının yanında gelecek beklentilerinin uzun vadede dikkate alınması gereklidir. Aktüeryal değerlemede kullanılan finansal varsayımların belirlenmesinde, Türkiye için bölgesel riskin hala yüksek olmasının uzun dönemli (15-20 yıl) etkileri göz ardı edilmemelidir.
16 Haziran 2011 tarihinde Uluslararası Muhasebe Standardı 19 (IAS 19) içeriğinde yapılan değişiklikler 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulamaya konuldu.
Türkiye’de yaygın olarak aktüeryal değerlemeye tabi olan kıdem tazminat yükümlülüğünün aktüeryal karşılığının muhasebeleştirilmesindeki başlıca değişimler aşağıda listelenmektedir;
Daha detaylı bilgi için IFRS sayfasından bilgi alabilirsiniz..
13.06.2013 tarih ve 28676 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Sermaye Piyasası Finansal Raporlamaya ilişkin esas tebliği yürürlüğe girmiştir. Raporlama sürecine ilişkin kapsam detaylarını aşağıda görebilirsiniz;
MADDE 2– (1) Bu Tebliğ, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde tanımlanan işletmelerin finansal raporlarının hazırlanması ve ilgililere sunulmasında uygulanır.
(2) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde tanımlanan işletmeler tarafından, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 136 ncı maddesi uyarınca banka ve sigorta şirketleri ile 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunu uyarınca finansal kiralama, faktöring ve finansman şirketlerinin, özel mevzuatlarına göre belirlenmiş şekil ve esaslar çerçevesinde finansal raporlarını düzenlemeleri, bu Tebliğde öngörülen finansal rapor düzenleme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hükmündedir. Söz konusu işletmeler, kendi özel mevzuatlarına aykırı olmamak kaydıyla finansal raporların ilgililere sunulmasında bu Tebliğ hükümlerine tabidirler.
MADDE 4– (1) Bu Tebliğde geçen;
c)İşletme: Yatırım fonları ile konut finansmanı ve varlık finansmanı fonları dışında kalan kalan ihraççılar ve sermaye piyasası kurumlarını, ifade eder.
MADDE 5- (1)İşletmeler, finansal tablolarının hazırlanmasında KGK tarafından yayımlanan TMS/TFRS’yi esas alırlar.
MADDE 6- (1)İşletmeler bu Tebliğde düzenlenen esaslara uygun olarak yıllık finansal raporlarını düzenlemekle yükümlüdürler.(2) Konsolide finansal tablohazırlama yükümlülüğü bulunan yatırım ortaklıkları, yıllık konsolide finansal tabloları ile birlikte yıllık bireysel finansal tablolarını da hazırlamakla yükümlüdürler.
MADDE 7- (1)İhraç ettiği sermaye piyasası araçları bir borsada ve/veya teşkilatlanmış diğer pazar yerlerinde işlem gören ortaklıklar, yatırım kuruluşları, yatırım ortaklıkları, portföy yönetim şirketleri, ipotek finansmanı kuruluşları ve varlık kiralama şirketleri bu Tebliğde düzenlenen esaslara uygun olarak 3, 6 ve 9 aylık dönemler itibariyle ara dönem finansal rapor düzenlemekle yükümlüdürler. (2) Konsolide finansal tablo hazırlama yükümlülüğü bulunan yatırım ortaklıkları, ara dönem konsolide finansal tabloları ile birlikte ara dönem bireysel finansal tablolarını da hazırlamakla yükümlüdürler.