Bireysel Emeklilikte Yeni Dönem ve Can Sıkıntısı

5.4.2016

Bu son zamanlarda sürekli bireysel emeklilikte yeni bir dönem başlıyor. Başladı mı başlıyor mu, Türk gibi başlıyor da devamı ne oluyor? Ne kadar yeni? Her yeni olan iyi midir? Konularına girmek istemiyorum.

Bireysel emeklilikte gerçekten yeni bir dönem 2013 yılında devlet katkısı uygulaması ile başladı. Eskiden cömert şekilde %15-35 aralığında hemen, nakit ve geri almasız gelir vergisinden indirim şeklinde verilen teşvikler artık katılımcıların hesaplarına ödedikleri katkıların %25 oranında yansıtılmaya başlandı. Teşvikin görünürlüğü arttı. Süper bir şey yapıldı. Yeni bir sistemdi.

Bununla birlikte, emeklilik şirketleri ve diğer ilgili hizmet sunan tüm şirketler bunun faydalarını alıp biraz rahatlamayı beklerken eş zamanlı gelirleri azaltıldı. Tabiri caiz ise iki kat çalışıp aynı geliri elde etmeleri sonucu doğdu. Dolaysıyla da şirketlere, aracılara ve portföy yönetim şirketlerine pek bir faydası olmadı. Biraz sisteme yeni bir şey katmak yerine hâlihazırda diğer sorunları basit şekilde çözüp şöyle üç beş yıl devlet katkısının keyfi çıkarılsa idi sanırım hem devlet, hem katılımcı, hem de şirketler ve hizmet veren tüm kuruluşlar bundan çok daha fazla yarar sağlayacaktı. Olmadı. Türkün Türk’ten başka düşmanı yoktur der atalarımız.

Bu olayı şuna benzetiyorum. BES orijinal güzelliği olan herkesin gıpta ile baktığı 6 milyon insanın gönüllü tav olduğu bir sistem. BES durup durup “kendimi nasıl daha nasıl güzelleştiririm” diye sürekli bünyeye uymayan veya sonucunun ne olacağı kestirilemeyen botoks ve benzeri operasyonlar yaptırırsa bir zaman sonra orijinalitesini de kaybeder, çirkinleşe de bilir? Doğal güzelliği ile cazibesine kapılanlar “ben seni böylemi sevdim, dudağı kaşı boyalı” türküsündeki gibi artık sevdiği bildiği sistem olmaktan çıkar. BES mi depresyonda yoksa sahiplerimi depresif anlamadım.

Bu yüzden ne zaman BES’de yeni bir sistem başlıyor haberini okusam “Allah şimdi nasıl bir yeni şey gelecek ve ortalık karışacak” diye bir korku ve çekincem olmuyor değil.
Ben kendi hayatımda da yavaşlama, sadeleşme, sakinleşme peşindeyim. Sürekli mükemmeli aramak daha iyi olmak daha fazla adına anın var olanın keyfini huzurunu kaçırıp gereksiz performans peşinde koşmamak gerekir. BES için de herkes için biraz huzur biraz sakinlik, sadelik gerekli.

“İyiniyet her zaman iyi sonuç getirmeyebilir” der atalarımız.

Demem o ki biraz huzur… Bazen hiçbir şey yapmamak da en büyük katkı olabilir.